Kayıtlar

Nasuh Mitap'ın Hayatı ve Mücadelesi

Resim
  NASUH MİTAP 1947 yılında Kırklareli’nin Yayla Mahallesi’nde Lozan mübadili bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi [1] . 1955-60 yıllarında evlerinin hemen karşısındaki Tevfik Fikret İlkokulu’na gitti. Yoksulluk nedeniyle güçlükle de olsa, Ortaokul ve Liseyi Kırklareli’nde tamamladı. Ortaokul ve lise yıllarında (1960-66) ülkede 10 yıllık sağcı DP iktidarını sonlandıran 27 Mayıs ihtilalinin de etkisiyle nispeten ilerici bir iklim hâkimdi. Okumaya ve bilime meraklı Nasuh da bu iklimde yetişiyor, ilerici öğretmenleri sayesinde ulaşabildiği makale ve kitapları büyük bir iştahla okuyor, içselleştiriyordu. (Bu dönemde spora da ilgi duymuş, güreş ve boks alanında liselerarası müsabakalara katılmış, çeşitli dereceler almıştır.) Okurken bir yandan çiftlikte ailesine yardım etti, liseden mezun olduktan sonra üniversiteye kaydolana dek yol inşaatlarında puantör ve işçi olarak da çalıştı. Nasuh Mitap, henüz lise yıllarında kendini “sosyalist” olarak tanımladı ve bunu bir yaşam biçi...

12 EYLÜL SONRASI YAZILAR : ŞEHİTLERİMİZ (EYLÜL-KASIM)

Resim
  12 Eylül açık faşizmi ile birlikte yurdun dört bir yanında faşist cunta kuvvetleri tarafından çok sayıda yurtsever işkencelerde, dağbaşlarında, sokak ortalarında katledilmektedir. Faşizme karşı mücadelede şehit düşen bu yiğit insanlar arasında Devrimci Yol militanları önemli bir yer tutmaktadır. Bugüne kadar şehit olan yoldaşlarımızın hepsinin ismini tesbit etmek mümkün olamamıştır. Birçokları katledildikten sonra ıssız yerlere bırakılmakta, hergün akıbeti meçhul yoldaşlarımız arasına yenileri eklenmektedir. Bütün bunlara rağmen devrimci mücadele saflarına yeni yeni katılımlar olmakta, ölümü göze almış binlerce, onbinlerce insan emekçi halklarımızın özgürlük ve bağımsızlık günleri için bin kat daha bilenmiş, bin kat daha kararlı bir şekilde direniş bayrağını yükseltmektedir. Şehitlerimizin kefenleri bu direniş bayrağı, mezarları emekçi halklarımızın engin bağrıdır. İşte bu inançla, 24 Eylül'de Ankara'da işkencede katledilen Zeynel Abidin Ceylan'ı, 24 Eylül'de Ordu Göl...

12 EYLÜL SONRASI YAZILAR: CUNTAYA KARŞI DİRENİŞ EYLEMLERİ YÜKSELİYOR

Resim
  Devrimci Yol tarafından gerçekleştirilen direniş eylemlerinden elimize ulaşan bazı haberler ise aşağıda yer almaktadır: ANKARA Cuntaya karşı 12 Eylül'den sonra Ankara düzeyinde gerçekleştirilen direniş eylemlerinden bazıları şunlardır: 26 Eylül Cuma günü Anıttepe'de Gençlik caddesinde jandarma garnizonunun hemen yakınında saat 18.30'da yapılan gösteri, yolun iki tarafına barikatlar kurulmasıyla başladı. Sayıları 70 civarında olan bir halk topluluğu 'Cuntanız da sökmeyecek' şeklinde sloganlar haykırarak yürüyüşe geçtiler, bu sırada gösteriye müdahale etmek isteyen güvenlik kuvvetleri, direnişçilerin kararlılığı karşısında çareyi kaçmakta buldular. Civardaki halkın da büyük bir sempati ve ilgi ile izlediği gösteri devrim andının içilmesi ile sona erdi. Aynı saatlerde Cebeci Seyhan sokak'ta da 50 kişilik bir topluluk meşaleli bir gösteri düzenledi. Cuntayı yeren sloganların atıldığı gösteri 5 dakika kadar devam etti ve devrim andının içilmesiyle son buldu. Göste...

12 EYLÜL SONRASI YAZILAR : BİR DEĞERLENDİRME

Resim
Bir Değerlendirme Ocak 1981 BİR devrimci hareketin başarı şansı, her şeyden önce içinde bulunulan nesnel koşulların mümkün olduğu kadar doğru bir değerlendirilmesinin yapılabilmesine bağlıdır; Bu koşullara uygun doğru hedefler saptayabilmeli ve mücadele bu koşullara uygun mücadele ve örgüt biçimleri - taktikleri ile yürütülmelidir. 1. 12 Eylül darbesinin, Türkiye’deki sınıflar mücadelesi açısından önemli değişikler yarattığı ortadadır. Bunu, bundan önceki iki değerlendirme yazısında vurguladık. 1979 - 80 yılları arasında TÜRKİYE’deki sınıflar mücadelesinin, yükselen "sivil faşist terör hareketine karşı mücadele" ekseni etrafında geliştiğini söylecek olursak, 12 Eylül darbesiyle birlikte devrimci mücadele açısından yeni bir dönemin, cuntaya karşı mücadele döneminin başladığını söylemek yanlış olmayacaktır. Elbette sivil faşist güçlere karşı mücadele önemini bütünüyle yitirmiş değildir; ancak şimdi gücümüzün büyük bir kısmını cuntaya karşı mücadele alanlarına sevketmemiz gere...

Direniş Komiteleri, Sivil Toplumculuk, Kendiliğindencilik iddiaları ve Devrimci Yol

Resim
  Direniş Komiteleri, Sivil Toplumculuk, Kendiliğindencilik iddiaları ve Devrimci Yol Devrimci Yol, her dönemde üzerinde en çok tartışma yürütülen bir hareket olma özelliği taşır. Aşağıdaki yazı, 1990 yılında Mücadele Dergisi yayınları tarafından çıkarılmış "kendiliğindenci bir hareket: Devrimci Yol" adlı broşürü konu alan bir çalışmanın "Direniş Komitelerinde sivil toplumculuk ve kendiliğindencilik iddiaları" başlıklı bölümlerinden kısmen özetlenerek aktarılmıştır.* Bilindiği üzere 70'li yılların ikinci yarısında Türkiye'de faşizmin saldırılarının bütün yurt sathına yayıldığı ve bütün toplum kesimlerini sindirmeye yönelik bir terör kampanyasına dönüştüğü bir dönemde Devrimci Yol tarafından bütün halk güçlerinin faşizme karşı mücadele ve direniş örgütleri olarak Direniş Komiteleri önerisi gündeme getirilmiştir. Kısaca ifade etmek gerekirse: faşist saldırı ve terör eylemleri halk içinde bir kor...

DEVRİMCİ GENÇLİK SAYI 2 / Anti-faşist mücadele karmaşık bir görevler bütünüdür

Resim
  Anti-faşist mücadele karmaşık bir görevler bütünüdür Devrimci Gençlik. Sayı 2, 8 Aralık 1975 Faşizme karşı çok yönlü mücadelenin görevleriyle yüklü Devrimci Gençlik Hareketi arasında bir başka yanlış eğilime daha değinmek istiyoruz. Bir tarafta Halkın Sesi Dergisi, "faşizme karşı mücadele revizyonizme karşı mücadelenin aynıdır" diye yazıyor vesol hareket içindeki ayrılıklara zoe metodlarının sokulmasına davetiye çıkartıyorlar. Diğer yanda Kitle Gazetesi ve TSİP’liler de "goşizme, maoizme karşı mücadele faşizme karşı mücadele ile aynıdır" diyerek onlar da aynı yolu tutuyorlar. Sol hareket içinde farklı düşüncelerin bulunması, ayrılıkların olnası kaçınılmazdır. İdeolojik ayrılıkların ve çelişkilerin çözülme yöntemi, ideolojik mücadeledir. Halkın Sesi yazarları bu meseleyi tehlikeli bir şekilde saptırmaktadırlar.  Faşizme karşı mücadele, revizyonizme karşı mücadeleden ayrılamaz ama, "aynı" değildir. Onlar, "revizyonizm eşittir burjuva ideolojisi...