12 EYLÜL SONRASI YAZILAR: CUNTAYA KARŞI DİRENİŞ EYLEMLERİ YÜKSELİYOR
Devrimci Yol tarafından gerçekleştirilen direniş eylemlerinden elimize ulaşan bazı haberler ise aşağıda yer almaktadır:
ANKARA
Cuntaya karşı 12 Eylül'den sonra Ankara düzeyinde
gerçekleştirilen direniş eylemlerinden bazıları şunlardır:
26 Eylül Cuma günü Anıttepe'de Gençlik caddesinde jandarma garnizonunun hemen yakınında saat 18.30'da yapılan gösteri, yolun iki tarafına barikatlar kurulmasıyla başladı. Sayıları 70 civarında olan bir halk topluluğu 'Cuntanız da sökmeyecek' şeklinde sloganlar haykırarak yürüyüşe geçtiler, bu sırada gösteriye müdahale etmek isteyen güvenlik kuvvetleri, direnişçilerin kararlılığı karşısında çareyi kaçmakta buldular. Civardaki halkın da büyük bir sempati ve ilgi ile izlediği gösteri devrim andının içilmesi ile sona erdi.
Aynı saatlerde Cebeci Seyhan sokak'ta da 50 kişilik bir topluluk meşaleli bir gösteri düzenledi. Cuntayı yeren sloganların atıldığı gösteri 5 dakika kadar devam etti ve devrim andının içilmesiyle son buldu. Göstericiler kayıp vermeden dağılırken, gösteri yapılan yerin yakınına gelen bir polis ekibinin gösteriyi görmezlikten gelerek uzaklaştığı görüldü.
29 Eylül Pazartesi günü Küçükesat Başçavuş sokak'ta 60 kişilik meşaleli bir gösteri daha yapıldı. Gösteri sürerken barikatlara yanaşmaya kalkan bir jandarma taşıtı etkisiz hale getirildi. Çıkan çatışma sırasında bir subay kasığından ağır yaralandı. Direnişçilerden ise yakalanan ve yaralanan olmadı. Bu olaydan iki gün sonra, cunta kuvvetleri aynı sokaktan geçmekte olan yüze yakın insanı yakaladılar ve bir yüzbaşı elindeki makasla halkın saçını ve bıyığını kestikten sonra yat-kalk talimi yaptırdı ve zorla Atatürk'ün gençliğe hitabesini okuttu.
2 Ekim Perşembe günü saat 19'da Anıttepe Ordular sokak'ta 50 kişilik bir topluluk korsan gösteri yaptı. Gösteri ilgi ile izlendi. Cunta aleyhinde pankartlar da asan göstericiler bir kayıp vermeden dağıldılar. Aynı gün aynı saatte Kubilay sokak'ta 50 kişinin katıldığı bir meşaleli gösteri daha yapıldı.
3 Ekim'de, Esat caddesi üzerinde yaklaşık olarak 100 kişinin katıldığı gösteride iki ayrı yerde polis ve jandarma ile çatışma çıktı. Cunta kuvvetleri çareyi yerde sürünerek kaçmakta buldular.
Devrimciler 6 Ekim günü cuntanın en fazla denetim kurduğu Kızılay Meydanı'nda
ve çevre sokaklarda 500'den fazla kişinin katıldığı gösteriler düzenlediler.
Aynı anda 25 tane bombalı pankart asıldı. Çeşitli yerlere bırakılan bombalı
kutularla Kızılay trafiği uzun süre kapalı kaldı. Bu sırada Kızılayın çeşitli
yerlerinde halka
Devrimci Yol imzalı binlerce bildiriler dağıtıldı. Binlerce el ilanı
fırlatıldı. Çevreye 100 kadar duvar gazetesi asıldı. Özellikle kalabalık
yerlerde ağaçlara asılan ve faşist generalleri temsil eden maketler büyük
ilgi topladı. Faşist güçler büyük bir çaresizlik içinde hangi eyleme müdahale
edeceklerini şaşırdılar. Bu arada, Zafer Çarşısı'nın üstüne asılan pankartı
göremediği gerekçesiyle civarda nöbet tutan bir jandarma eri bir asteğmen
tarafından yere yatırılarak dövüldü.
Gecekondu bölgelerinde cuntayı protesto eden sloganlar dört bir yana yaygın bir şekilde yazıldı. Faşist cunta gövde gösterisi amacıyla slogan silme işine özel bir önem vermekteydi. Bu nedenle, cuntanın, evinin duvarına yazı yazılan halka zulüm yapmasını engellemek için sloganlar sahipsiz yerlere ve faşist-gericilerin evlerinin duvarlarına yazıldı. Slogan yazılması yanısıra, tellere ve ağaçlara afişler asıldı. Cunta, elektrik direkleri ve ağaçların altına birer nöbetçi dikmek zorunda kaldı. Faşistlerin hakimiyeti altında olan veya faşistlerle çatışmaların sürmekte olduğu Abidinpaşa, Gülveren, Boğaziçi, Akdere, Natoyolu, vb. yerlerde 60 kadar bombalı pankart asıldı. Gülveren'de 60 kişinin katıldığı ve halkın büyük bir ilgiyle izlediği bir gösteri yapıldı. Bölgenin her sokağında jandarmanın dolaşmasına rağmen gerçekleştirilen bu gösteri 10 dakika kadar sürdü ve halkın övgüsünü kazandı. Seyranbağları'nda ise 60 kişinin katıldığı bir gösteri de aynı anda çevreye bombalı pankartlar asıldı. Tuzluçayır'da 15'er kişilik guruplar halinde aynı anda aynı türden gösteriler yapıldı ve el ilanları atıldı.
Ankara'daki liselerde cuntanın gerçek yüzünü anlatan sınıf konuşmaları ve pullama çalışmaları gerçekleştirildi. Bazı liselerde devrimcileri cuntaya ihbar eden kişiler (ve bazı yöneticiler) cezalandırıldı. ODTÜ, SBF gibi okullarda muhbirlere, işkencelere, idamlara karşı bölüm forumları düzenlendi. Binlerce pullama yapıldı ve el ilanları atıldı. Cuntanın bu faaliyetleri durduramadıkları için baskı yaptığı öğretim görevlileri arasında cuntaya karşı hoşnutsuzluk başladı.
-10 Ekim Cuma günü, cuntanın işkencecileri tarafından katledilen ve idam edilen devrimcileri anmak ve işkencecileri-idamları protesto etmek için Gaziosmanpaşa Fıskiye sokak'ta 100 kişilik meşaleli bir gece gösterisi düzenlendi. Geniş bir alanı denetim altına alan direnişçiler "Kemal'in, Zeynel'in, Hasan'ın hesabı sorulacak", "işkencecilerden hesap sorulacak","idamlar mücadelemizi durduramaz", "Necdet'ler yaşıyor" şeklinde sloganlar haykırarak üç ayrı koldan yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş kollarının birleşmesiyle devam eden gösteriye faşist güçler müdahale ettiler. İki ayrı barikatta cunta kuvvetleriyle çıkan çatışmaların ardından beş ayrı yere pankartlar asıldı ve gösteri kayıp verilmeksizin sona erdi.
Aynı amaçla 14 Ekim günü İçcebeci camii önündeki meydanda tüm çevre yolları ateşli barikatlarla trafiğe kapatılarak bir başka gösteri düzenlendi. Beş dakika kadar devam eden bu gösteri çevre halkının büyük ilgisini topladı. Cunta kuvvetleri direnişçilere müdahale etme cesaretini bulamadılar. Devrim andı içildikten sonra ise gösteri yerine gelen polis ve jandarma, çevrede bulunan esnaftan 10 kişiyi gözaltına aldılar. Onları, gösteri yapan devrimcileri söylemeleri için zorladıkları, ancak esnafların muhbirliği kabul etmedikleri ve serbest bırakıldıkları öğrenildi.
GÜNEY ANADOLU-EGE BÖLGESİ
Güney Anadolu'da, cuntanın bütün terör eylemlerine rağmen direniş mücadelesi
hızla yükselmektedir. Adana, Tarsus ve Mersin gibi şehirlerde cuntaya karşı
korsan mitingler düzenlenmekte, bildiriler dağıtılmakta ve çeşitli direniş
eylemleriyle halkın cuntaya karşı direnişte yer alması sağlanmaya çalışılmaktadır.
Aynı şekilde Ege bölgesinde de başta İzmir olmak üzere çeşitli yerlerde
cuntaya karşı direniş eylemleri her geçen gün artan bir hızla yükselmektedir.
KARADENİZ BÖLGESİ
Cuntanın özel operasyon alanı olarak seçtiği Karadeniz bölgesinde ise
devrimci direniş mücadelesi şehirlerde, kasabalarda, köylerde ve dağlarda
her gün yeni bir kahramanlık destanı yaratılarak güçlü bir şekilde sürdürülmektedir.
Eylül ve Kasım ayları arasında meydana gelen çatışmalarda çok sayıda yoldaşımız
şehit olmasına rağmen faşist cunta kuvvetleri devrimci güçleri ve emekçi
halkı sindirmeyi başaramamışlardır. Bu süre içinde meydana gelen olaylardan
bazıları şunlardır: Ordu-Çamaş'da pusu kuran askerler birbirlerini vurmuşlar,
bir asker ölmüş, dördü de yaralanmıştır. Fatsa’da Ramazan isimli bir muhbir
öldürülerek cezalandırılmıştır. Ünye'de İhsan Önal isimli bir devrimci
köyde vurulmuş, yarası bacağından olmasına rağmen dört saat içinde kan
kaybından ölmüştür. Kurban bayramı günlerinde gazetelerde "Fatsa'da bir
terörist öldürüldü" şeklinde yer alan bir olayın aslının ise gelişigüzel
ateş eden askerlerin bir akıl hastasını öldürmekten ibaret olduğu öğrenilmiştir.
Öte yandan, cuntanın işbaşına geldiği ilk günlerde devrimcilerle cunta
kuvvetleri arasında meydana gelen çatışmalarda iki asker ölmüştür. Aybastı'da
Alakent jandarma karakoluna da devrimciler tarafından bir silahlı baskın
düzenlenmiş, baskın sırasında bir jandarma eri ölmüş, diğer bir jandarma
ve bir bekçi de yaralanmıştır. Bu eylemde 7 adet G-3 silahına el konulmuş
ve bol miktarda mermi temin edilmiştir. Ayrıca faşistlerle işbirliği yapan
bir silah kaçakçısının deposu da basılarak çeşitli silahlarına el konulmuştur.
Köylerde halka zulüm uygulayan "Eşkiya Galip" ve çetesi yok edilmiştir.
Pazar ilçesinde ise bir muhbir ayağından vurularak cezalandırılmıştır.
Cunta kuvvetleri, 4 helikopterden meydana gelen bir filo ile köylere sürekli
baskınlar düzenlemeye devam etmektedirler. Ancak devrimcilerin yiğitçe
direnmelerinin bir ürünü olarak halkda başlangıçta varolan moral bozukluğu
giderilmiş ve cuntaya karşı güçlü bir muhalefet oluşmaya başlamıştır. Artvin
ve yöresinde de cuntanın operasyonları bütün şiddeti ile devam etmektedir.
Devrimciler ise cunta kuvvetlerine direnirken, Ardanuç'da 4, Şavşat'ta
1 muhbiri cezalandırmışlardır.
İÇ ANADOLU BÖLGESİ
İç Anadolu bölgesinde Ankara dışındaki şehirlerde de cuntaya karşı
direniş eylemleri yükselmektedir. Kırşehir'de çok sayıda bildiri, el ilanları
dağıtılmıştır. Cuntayı protesto eden bir pankart asılmıştır. Nevşehir'in
Hacıbektaş ilçesinde faşist cuntayı teşhir eden yazılamalar yapılmış ve
el ilanları dağıtılmıştır. Bu bölgede cunta, devrimcilerin teşhir faaliyetleri
yanısıra kendi kepazelikleriyle de gerçek yüzünü açığa vurmakta ve kendini
halka tanıtmaktadır. Örneğin Niğde'nin Bor ilçesine bağlı Dağulukışlası
köyünde polisler ve subaylar içki içtikten sonra köylülere "kadın getirin
oynatacağız" demişler, bunu kabul etmeyen halkı sıra dayağına çekmişlerdir.
Diğer köylerde de halka, yaşlı-kadın-çocuk ayrımı yapmaksızın meydan dayağı
atmaktadırlar.
İSTANBUL
Cuntanın idamlarına ve işkencelerine karşı başlatılan kampanyayla ilgili
olarak Esenler, Davutpaşa, Sağmalcılar, Altıntepsi, Bayrampaşa, Kocamustafapaşa,
Fatih, Unkapanı, Eyüp, Alibeyköy, Yenikapı, Şehremini, Silivrikapı, Samatya,
Küçükmustafapaşa, Nuriosmaniye, Aksaray, Laleli, Gültepe, Horhor caddesi,
Gedikpaşa, Sanayi mahallesi, Çimentepe, Çağlayan, Kağıthane, Şişli, Osmanbey
gibi bölgelerde 10 Kasım-20 Kasım günleri arasında binlerce pul fırlatıldı,
yazılamalar yapıldı, duvar gazeteleri, bombalı pankartlar asıldı, elektrik
tellerine çok sayıda slogan yazılı kartonlar takıldı, bildiriler dağıtıldı,
afişler yapıştırıldı. Yenikapı ve Gedikpaşa'daki plakçı dükkanlarından
kasetle cuntayı teşhir eden konuşmalar yayınlandı.12 Kasım'da Gültepe'de
30 kişilik bir toplulukla bir korsan gösteri düzenlendi, bu sırada iki
tane bombalı pankart asıldı, bu pankartları indirmek isteyen iki polis
ağır yaralandı. Aynı gün Eyüp'te de bir korsan gösteri yapıldı, direnişçiler
yolda ateş yakarak trafiği bir süre engellediler.13 Kasım günü Fatih'te
Karadeniz caddesinde yazılama yapılması üzerine cunta kuvvetleri akşam
saatlerinde Paşameydanı'nı sararak gelişigüzel 2 bin kişiyi gözaltına aldı.14
Kasım günü Saray yöresinde akşam saatlerinde polis ekip arabası kurşun
yağmuruna tutuldu, 3 polis ağır yaralandı. Polis Şehremini bölgesini kuşatarak
gelişigüzel şekilde çok sayıda insanı gözaltına aldı. 18 Kasım günü idamları
protesto etmek üzere Kocamustafapaşa'da 3 tane bombalı general kuklası
asıldı. Bir muhbir ise dükkanı yakılarak cezalandırıldı. Bir gün sonra
Çemberlitaş'ta da aynı şekilde asılan general kuklasının da bombası yanındaydı...
20 Kasım günü Gültepe'de yüzlerinde Devrimci Yol amblemli maskeler bulunan
12 direnişçi bir elektrik direğinden yaptıkları idam sehpasına bir kukla
astılar. Hakiki bir öküz kafası, bu kafa üzerinde bir general şapkası,
askeri bir parka ve pantolon yerine giydirilmiş bir pijamadan imal edilmiş
bir insan maketi olan bu kukla etrafında, okulların da dağılmasıyla birlikte
büyük bir kalabalık birikti. Daha sonra olay yerine gelen cunta kuvvetleri
ile devrimciler arasında silahlı çatışma çıktı. Yaklaşık bir saat süren
çatışmada devrimcilerden yakalanan ve yaralanan olmadı. Cunta kuvvetleri
uzaktan çengel atarak uzun süre uğraştıktan sonra kuklayı indirebildiler.
İndirdikleri general şapkası içinde "Bu şapka Evren'in şapkasıdır, iyi
koruyun" yazısı ile karşılaştılar. Bu eylem çevrede toplanan halkın büyük
bir sempatisini topladı. 25 Kasım günü ise idamları protesto etmek için
çeşitli okullarda dersler boykot edildi.
İstanbul'un diğer bölgelerinde de direniş eylemlerine devam edildi.
Pankart asma, yazılama, afiş, bildiri dağıtma şeklinde sürdürülen faaliyetlerin
yanısıra çeşitli yerlerde polisle çatışmalar çıktı, muhbirlerin evleri
kurşunlandı.
Bu metin Kasım 1980 tarihlidir.
Yorumlar
Yorum Gönder